Sanatın kökenlerine indiğimizde insanlığın sanatsal sayılabilecek ilk etkinlikleri içinde ritim çok önemli bir yer tutar. Çünkü hayatın en temel unsurudur ritim, kalbimiz bile düzenli bir ritimle atar, dünya bir ritimle döner, doğadaki her şey kendine özgü bir ritimle var olur… Kısacası yaşam bir ritim döngüsü içinde başlar ve biter. Bu nedenle ritim ve ritim enstrümanları her kültürde kutsanmış, saygı görmüştür. İnsanlık, sevincini, yasını, korkusunu, isyanını, duasını, emeğini kendi ürettiği bu çalgılarla ifade etmiş, geçmişten bugüne taşıdığı bu geleneği hep özenle korumuştur.
İşte bu değerli enstrümanlardan biri de deftir. Aslolarak Ortadoğu ve Mezopotamya’da çalınan def/erbane birçok kültürün özellikle de inanç kültürlerinin kendini ifade araçlarından biridir. Kimi kültürlerde zikir, cem gibi ritüeller yanında düğünlerin, şenliklerin, ölüm merasimlerinin de önemli bir parçasıdır def. Klasik edebiyatta sevgilinin cemali, kalbin atışı defle sembolize edilir. Özellikle son yıllarda tüm dünyaya yayılan bu enstrüman sinemada da işlenmeye, farklı müzik tarzları içinde de icra edilmeye başlanmıştır.